Sevgili İlker İNAL'ın her tavsiyesi mirastır. Ama bu benim için en önemlisidir. Her zaman can kulağıyla dinledik, feyz aldık, ışığıyla nurlandık. Şimdi asıl görevimiz ondan aldığımız nuru etrafımıza daha iyi yaymakta. O böyle olmamız için bize iç güzelliklerini sundu ve paylaştı. Bundan sonra bu güzellikleri paylaşmak bizim görevimiz.
Sen benim bilgemdin, rehberimdin. Sen gidince karanlıkta kalıcaz sanmıştım ama ışığında, ışığınla yürüyoruz güzel adam. Rahmetin bol olsun...
"Eski insanlar yaşadıkları çağın en akıllı yedi kişisini seçmiş ve bunlara “yedi bilge“ demişler..
Kuntay Pınar Kardeşim de kendisine bir bilge seçmiş onun rehberliğinde
“Her güne hayatının en güzel günü olması için şans veriyor..”
Sen de bu Pazar gününe şans ver, en güzel günlerinden biri olması için..
Zaten dünya sen olduğun için var,pazar günü sen olduğun için tatil..
Kahvaltıda ekmeğinin üzerine önce tatilini ve yaşam arzunu sür..
Sonra çık sokağa..
Gideceğin yerler yeni anlayışlara açık olmalı..
Singapur’da Maraş dondurması yiyenlerden olma..
Seni en yukarılara, sonra da en aşağılara çekecek büyük dönme dolaplara da binme..
Bırak dönen dolapları..
Sen kendi ayaklarınla bir tepeye tırman oradan dünyaya yukarıdan bak,
Manzara ayaklarının altına serilsin..
Tepedeki rüzgar hayatın hoyratlığını ve bezginliğini sana unutturacaktır..
Arkaik bulunsa da sen günün marka kentlerini bırak..
Kültür kentlerine ve doğal değerlere yönel..
Bir tapınağın önünde saflığın simgesi olan Lotus çiçeğini görürsen,
Kendini yeniden tanıma fırsatın olur..
Dünyaya baktığında çerçevenin dışına çık ve kendine sor;
Lotus çiçeğine daha önce rastlasaydın hayatın anlamı ne olurdu ?
Hayatın önce meraklısı sonra da ustası olmalısın..
Sessizce ayrılmamalısın. "Bugün varım yarın yok olurum" dememelisin..
Daha okunmayı bekleyen kitaplar, anılar ve umutların var..
Belki daha fazlası olabilirdi ama sen gene de elinden geleni yapmalısın..
Günlerini özene bezene sen hazırlayacaksın..
Heyecanlı olmasını sen isteyeceksin.Yoksa heyecansız bir ömrün ne tadı kalır ?
Ne yapacağını sen planlayacaksın..
Karanlığı ışığa çevirecek olan sensin..
Bunları bırakıp dünyanın sırrını bulmaya kalkışma
Bu yer bu gök bu yıldızlar, gönlünü ve sevgini hoş tutman içindir.Ötesine geçme..
Hayatı senden olan bir çocuk gibi görebilirsin..
Yanağından makas alıp,onunla oyunlar oynayabilir, sonra ona bakıp bir mutluluk kahvesi içebilirsin..
Kendini böyle iyi hissettiğinde sevdiğin insanların sesini duyabilmek için “alo“ de..
Ya da “ mail “ gönder..
Hayatı sevmenin çözemediğini başka hiçbirşey çözemez..
Bütün bu yazdıklarıma rağmen gene de kendinde sorunlar görüyorsan,
Geriye son bir çare kalır.İçten bir gülümsemesi,içten bir yaklaşımı olan insanı arayıp bulmandır..
Öyle birisi güneş gibi içini ısıtır..
Böyle birinin kendiliğinden geleceğini sanma.."
Meyveleri toplaman için ağaca tırmanmalısın..
Meyve yere düştüğü zaman değil ağaçtan koparıldığı zaman güzeldir..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder