Yalnız olduğumuzu sanıyoruz.
Öyle hissettiğimizden mi bilemiyorum ancak belki de burada
yanılıyoruz. Olmayan şeylerin, kişilerin, olayların, yerlerin eksiklik hissi
yaratması da bu yüzden belki de.
Bence çok yanılıyoruz.
Yalnız kalmayı istediğimiz anlar da oluyor zaman zaman. Bir
de orasından bak. İşte o zaman daha anlaşılır oluyor her şey.
Bu durumu yaratan, sürekli bir istek hali sanırım. İnsan
doğasının göz ardı edilemez gerçeği, hatta en büyük zaafı. Hep istiyoruz, daha
iyisini, daha güzelini. Bir mutluluk yuvası kurabilmenin en temel ihtiyacı
aslında bu, istemek, arzu etmek ve bu doğrultuda çalışmak. Böylece iyiye ve
güzel ulaşmak çabası amacımızı anlaşılır kılacak.
İşte bu ideale ulaşmak hissi bazen yalnızlık kavramını da ihtiyaç
haline dönüştürecek.
Bu yüzden kendini anlamak için sadece kendini
dinlemelisin kimi zaman. Nasıl ki, inandığın, güvendiğin insanları dinliyorsan,
kendini de dinleyeceksin. En nihayetinde kendinden daha fazla güveneceğin kim
var ki bu hayatta?
O yüzden yalnızlık dediğin şeyden korkmayacaksın.
Kalacaksın bir başına…
Dinleyeceksin…
ve bekleyeceksin.
İnandığın, olmasını dilediklerin için bir şans daha vereceksin.
Belki olmayacak.
Üzülmeyeceksin.
Çünkü bileceksin ki olmayan da zaten senin iyiliğin içindir.
Olmayanın sebepleri bir sonraki dileğinin oluş sebebi olacak belki de. Sırf bu
yüzden bile inanmaya değecektir.
Asıl düşündüğüm ve inandığım şey şu ki;
Yalnızlık dediğin şey aslında olmadığın yerdedir.
İnanıyorum ki, gittiğin, olduğun, yaşadığın yerler seninle
güzelleşecek.
Seni bekleyenler var oralarda, Var olduğuna dua eden, seninle
mutlu olanlar, bekliyorlar orada.
Unutma; her şeyden kıymetlidir kendin.
Sen varsan hayat var, sen yoksan neyin var?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder